Bu aralar beslenmemde bazı değişiklikler yapıyorum çünkü “gluteni ve süt ürünlerini kesip 3 ay sonra yeniden tahlil yapalım” dedi doktor. Doktorun söyledikleri önemli. Doktor benim bilmediğim bir şeyler biliyor. O yüzden o doktor; ben değilim.
Gluteni kesmeye kadar varan serüvenimi daha sağlıklı olmak için atılan bazı adımlar şeklinde özetleyebiliriz. İnsan canı sıkılınca burnunu karıştırırmış ya, işte o hesap.
Bir hormon, normal olduğu söylenen değerin biraz üstünde çıkmış. Bizim kahramanımız da (ben), o normal değeri kimin neye göre belirlediğini sorgulamadan, sağlık anksiyetesi ile doktoru darlamış. Doktor da “gluteni kesip tekrar bakalım” demiş. Daha da özetle; kedi götünü görüp yara sanmış ve olaylar gelişmiş.
Aya çıkan insanlık, 21. yüzyılda bu evrede sıkışıp kaldı ne yazık ki. Tek derdimiz gluten ve biraz da rafine şeker. Zorlasak başka düşmanlar da bulabiliriz ama şimdilik hava kirliliği, teknolojik toksisite, doğadan uzaklaşma, modern kölelik ve tüm bunların sebep olduğu psikolojik ve dolayısıyla fiziksel çöküş gibi gerçeklere gözümüzü kapatıp glutenle yola devam etme konusunda fikir birliğine vardık. En azından sosyal medyada durum bu şekilde.
Instagram gerçekten enteresan bir yer. Orada, insanları her şeye ikna edebilir, her türlü şeyi yedirebilir ve yaptırabilirsiniz. Tam tersi de pek tabii mümkün.
Elimizde tuttuğumuz kutunun içindeki bir karede, bir gün birilerinin bir şeyleri yemeyi bıraktığını görüyoruz ve 21 gün sonra ciltleri ışıldıyor, selülitleri gidiyor, karınları düzleşiyor, daha mutlu oluyorlar, boyları uzuyor falan gibi mucizevi değişimler yaşanıyor.
“Acaba ben de gluteni kessem benim de cildim güzelleşir mi?” diye düşünüyoruz biz de haliyle. Kendi içinde tutarlı bir merak ve haklı bir denklem. Çünkü onlar için geçerli olan, bizim için de olmalı. Öyle değil mi?
Tabii bu denklemi kurmak için söz konusu insanların neredeyse %90’ının bizimle aynı hayat dertlerini paylaşmadığı, benzer psikolojilerde olmadığı, muhtemelen aynı şeyleri yemediği, aynı koşullarda çalışmadığı gibi gerçekleri sıfır almamız gerekiyor. Bu gerçekleri sıfır aldıktan sonra işimiz kolay. Yalnız gözden kaçırdığımız ufak bir ayrıntı daha var.
Ortada güzel olmadığı düşünülen bir cildin varlığı şart. Yani güzel olduğunu düşündüğünüz bir cilt ile bu mucizelere erişmeniz mümkün değil. Fakat üzülmeyin, bunu yine sosyal medyada gördükleriniz sayesinde evde kendiniz yapabilirsiniz. Ardından o cildi güzelleştirmek için gluteni keseceğiz ve sorunu ortadan kaldıracağız. Herkes okey mi? Süper!
Evet, doktor “gluteni keselim ve üç ay sonra tekrar test yapalım” dedi. Vücudun alerjik tepki verdiği bir şey var ve bunu bulmamız lazım. Bunu bulmak için de bazı şeyleri yemeyi bırakıp testleri tekrarlamamız gerekiyor. Başlangıç için alerji yaptığı bilinen glutenden başlıyoruz.
Neyse ki günümüz bilimi, insanlık için bu uzun yola alternatif olarak bir başka seçenek daha sunuyor. Aylar süren bu deneyin sonunda alacağınız cevabı sadece 24 saat içinde veren bir seçenek daha var: 250 Euro’luk bir test.
“Süt ürünleri zaten tüketmiyorum, gluteni kesip bir deneyeyim o zaman” dedim doktora bu testin fiyatını duyunca. Zaten yakın zamanda şekeri ve sigarayı da kesmiştim. Gluteni de kesebilirim diye düşündüm. Bu sabah da kahveyi mi kessem acaba diye uyandım mesela. Çünkü artık biliyorum ki istersem onu da kesebilirim. İnsan bir kere başlayınca kendini durduramıyor; aynı dövme yaptırmak gibi.
Eliminasyon diyeti denen şey buna benziyor galiba. Önce alerjen olabilecek şeyleri kesiyorsun. Sonra vücudunu takip edip iyi gelmediğini düşündüğün şeyleri kesiyorsun. İlginç bir olay. Benim zihnimdeki eleme turunu bu sabah kahve geçemedi mesela. Şimdi konumuz kahve değil ama ışıldayan bir cilt için onun da zamanı gelecek.
Tabii bu kesişlerin bir anlamı olmalı. 3 ay sonra hiçbir şey değişmemişse, kendimize kesecek yeni kurbanlar aramamız gerekecek ve sorunun kaynağını bulana kadar kurban vermeye devam edeceğiz.
Oysa 250 Euro’luk test, sana neye alerjin olduğunu 24 saat sonra söylüyor. Üstelik bu testi, daha fazla gıdayı kapsayacak şekilde de yapabiliyorsun. Birkaç yüz Euro’cuk farkla her şey mümkün.
İnsan hepi topu 80 yıl yaşayacağı ömrünün kaç üç ayını eleyerek geçirebilir ki? Mesela benim yeşil bibere alerjim varsa, ona sıra gelene kadar kestiğim simitler ve poğaçalar benden hesap sormayacak mı? Ben neden yeşil biber alerjimi bulmak için üç ay çilek yemeden durayım? Keseceğim besinleri mevsimsel periyotlara bölmenin matematiğiyle kaç günümü harcayabilirim? Beni kontrol manyağı yapan bu düzen psikolojimi düzeltmek için de elimden tutacak mı? Bir gün karpuz yemeyi de bırakmam gerekecek mi?
Sorulacak çok fazla soru var ve cevapları bulmak pek kolay değil. İşte o yüzden herkesin kenarında bir 250 Euro’su olmalı mutlaka.
Kendinize 250 Euro bulun ve hayatınızı “kolaylaştırmak” için bu testi yapın. Sizin olmasa bile kesmeniz gereken gıdalara alternatifler ararken zengin edeceğiniz sektörlerin buna ihtiyacı var.
Mutsuz değilsiniz, sadece burnunuzu yeterince karıştırmıyorsunuz.
250 Euro sizi mutlu edebilir ve ışıldayan cildinizle bu mutluluğun tadını çıkarabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın